Onlarinki mahalle askiydi, bilmeyen yoktu. Cemal ve Süreyya'nin hikâyesi, bizim alt sokaktaki Arma Pastanesi'nde, tezgâhta son kalan acibadem kurabiyesini paylastiklari gün basladi. Önce Cemal, biz centilmen adamiz evelallah havalarinda Süreyya'ya ikram etti kurabiyeyi. Süreyya ise, utangaç bir bakisla gözlerini yere indirerek kurabiyeyi tezgâhtan aldi ve tam ortadan ikiye böldü. Biliyorum, çünkü ben de oradaydim. Hayir, pastanenin içinde degil, disinda, digerleri kadrosunda. Hani hayatta bir
kahramanlar vardir, bir de digerleri ya, aynen o hesap.
Kocan Kadar Konus'un yazari Sebnem Burcuoglu'ndan simsicak bir mahalle hikâyesi!
Ismi bir zamanlar Tatavla olan, Kurtulus semtine hos geldiniz. Büyük magazalarin siralandigi Rumeli Caddesi'yle, fanfirikli Nisantasi kafelerinin hemen üstünde yer alan Kurtulus'ta, bir liraci, çig köfteci, tursucu, yufkaci, yorganci, overlokçu, son ütücü, kisaca ne ararsaniz vardir. Ramazan'da pide, Noel'de kurabiye, Paskalya'da çörek piser burada. Bu semtin sayisiz hikâyesi içinde en kalplere dokunani
ise Cemal, Süreyya ve Feza'ninkidir.