Yalan-siyaset iliskisinin tarihi, gecirdigi tüm dönüsüme karsin degismeyen bir cekirdegi de icinde barindirir Hangi dönemde ve ne bicimde olursa olsun yalanin siyasette bir arac haline getirilmesi, ayni zamanda toplumda yalan söylemeyi gerektirecek oldukca ciddi meselelerin ve buna karsi sesini yükseltme potansiyeli olan kesimlerin varligina isaret eder. Bu toplumsal karsilik nedeniyle yalanlar her zaman belli bir olguyu bicimlendirmek icin degil dogrudan kitleleri harekete gecirmek icin de kullanilir ve bu yola girildiginde katliamlara giden tehlikeli bir sürec de baslamis olur.Inönü Alpatin kitabi tam da burada bir nirengi noktasi olarak öne cikar. Alpat, ülkemizde yalanin nasil ve hangi kosullarda ise kosulduguna, kimler tarafindan organize edildigine ve ne gibi sonuclara yol actigina deginerek dünden bugüne ülke tarihimizin tüm kirilma anlarinda üretilen yalanlarin ve bunlara dayanilarak gerceklestirilen katliamlarin panoramasini ciziyor.