Gözlerini acti. Karanlikta karsilasinca dehsetle yerinden firladi. Zihninde art arda sorular olustu. Neredeydi, basina ne gelmisti, fenalik mi gecirmisti Zifiri karanlikta bir seyler görmeye calisti, basaramadi... Panik icinde dogruldu. Bedeni kaskati kesilmisti. Ensesinden vücudunun alt kismina dogru siddetli bir agri yayildi... Karanliga alisan gözleriyle, üzerinden yuvarlandigi sert yerin bir lahit oldugunu kavrayinca gözleri irilesti... Kocasinin ve halasinin adlarini seslendi... Nicin kimse ona cevap vermiyordu Inleyerek ayaga kalkti, duvarlari yoklayarak yürümeye basladi... Kapi olmadigini anlayinca icindeki ümit tekrar dehsete dönüstü. Gözyaslari icinde avazi ciktiginca bagirdi. Her yani umutsuzca yumrukladi... Dermansiz kalinca yere cöktü. Üstüne toprak ve tas parcalari dökülmeye basladi. Aklina buraya düstügü yarik geldi. Belki oradan cikabilirdi. Basini yukari cevirince tiz bir ciglik atti. Paramparca Bir iskeletle burun buruna gelmisti. Yere bir kafatasi düstü... Dedektif Sokratis, bu kez Hans Christian Andersenin 1841 yilinda Smyrnada notlarini tuttugu defterin izinde, pes pese islenen cinayetlerin gizemini cözmeye calisiyor.