2012 yilinin 9 Mart günü belgesel cekmek icin gittigimizi Suriyede, kameraman arkadasim Hamit Coskunla birlikte Esed rejimine bagli silahli milisler tarafindan kacirildik.
Kacirildiktan sonra yeralti cezaevinde yasadiklarimiz bizi yepyeni bir dünya ile tanistirdi. Bu öyle bir dünyaydi ki cogu zaman insanligimizdan utandik. Akla gelmeyecek iskence ve zulümlere sahit oldugumuz yeralti cezaevinde kalirken disaridaki hayatin her gecen gün bizden daha da uzaklastigini, bir rüyaya dönüstügünü hissediyorduk. Cünkü Esed rejiminin yeraltinda kurdugu bu dünya adeta bambaska bir gezegen, bambaska bir alem gibiydi.
Bastan asagi kötülük ve zorbaligin hakim oldugu yeralti cezaevinde hayatta kalabilmenin tek yolu ise inanca ve umuda sarilmakti. Biz de öyle yaptik ve inanc ile umudun insan icin ne büyük bir imkan oldugunu bir kez daha kesfettik.