Balasagun Bilgesi Yazdigin bahar tasviri kismina gelince ben, Bircan Hocanin iyice costugunu fark ederdim
Bahar yeli, dogudan eserek geldi. Dünyayi süslemek icin cennet yolunu acti. Misk ile doldu kara toprak... Kurumus agaclar, yesiller giyindi. Mor, al, yesil ve kizil renklerle süslendi tabiat. Kara toprak, yesil ipek büründü. Hitay kervani, Cin kumasi sundu. Ova, dag, kir, vadi bunu yayip dösendi... Binlerce cicek, gülerek acildi. Karanfil kokulu bahar rüzgari esti. Kaz, ördek, kugu ve kilkuyruk gökyüzünü doldurdu. Bagrisarak bir yukari bir asagi kaynasiyorlar. Bak, biri kalkiyor, biri konuyor. Biri yüzüyor, biri su iciyor. Gökte yüksek sesle bagrismakta turnalar. Dizilmis deve kervani gibi. Ucup kanat cirpiyorlar. Keklik, sesini düzdü.
Esine sesleniyor. Sanki güzel bir kiz, gönül verdigini cagirmakta. Keklik öttü. Katila katila gülmekte. Agzi kan gibi kizil. Kasi kapkara. Bülbül, cicek bahcesinde türlü seslerle ötüyor. Bu kitabin yazari, büyük iddialarin pesinde degil. Cünkü o, ömrümün kalan kismini sade ve yalin bir bicimde gecirmek istiyor. Ama kitabin önemli bir iddiasi var Yusuf Has Hacip ve eseri Kutadgu Biligi bir roman tadinda tanitmak ve sevdirmek. Takdir okuyucunun.