Nazim Hikmet hayati dolu dolu yasamis bir sair.
Onlarca yil süren hapis yasami, iskenceler, asilsiz suclamalar, vatan haini ilan edilmesi ve en kötüsü cok sevdigi ülkesinden kacmak zorunda kalisi...
Karaciger rahatsizliklari ve kalp krizleri yasaminin parcasi olmus.
O bir inanc ve ask sairi...
Kadinlari seviyor, onlar icin dünyanin en güzel siirlerini yaziyor, cogu zaman da sevdiklerini terk ediyor.
Moskovada yeni bir gün basliyor, tarih 3 Haziran 1963...
61 yasindaki Nazim Hikmet gazete ve mektuplarini almak icin kapiyi aciyor.
Birden yere yikiliyor.
Sirtina siddetle saplanan sey bicak da olabilir, kursun da...
Yillarca o kursunu düsünmüs, o bicak darbesinden kacmis, hatta ülkesini terk edisi de bundan.
Ama katili göremiyor, hicbir yerde yok.
Ölüm kapisinda artik, bedeninin en hassas yerinde...
Sancilarin, acilarin biri bitmeden digeri basliyor.
Yerde yapayalniz...
Evde Vera olduguna göre kurtulabilir, onu hastaneye kaldirir...
Doksan dakika karisini bekliyor...
Vera yok...