Insan ait oldugumuz varlik türü, insanlik ise sahip olmamiz gereken bir vasiftir. Insan olarak yaratilmis olmamizda, insanlik vasfina sahip olmamiz icin gereken sartlar hazirlanmistir. Akil ve irade bunlardan baslicasidir. Akli olmayan insan insanliktan sorumlu sayilmayacagi icin akli olanin aklini kullanmamasi affedilemez. Insanin aklini ve iradesini, diger bütün kabiliyetleri ile birlikte kullanarak insanlik yolunda basarili ve mutlu olup mutlu etmesi de basaramayip mutsuz olmasi ve mutsuz etmesi de kendi sorumlulugundadir.
Bu kitapta islemeye calistigim Islam ve Kadin konusu, baslangicta bana biraz ters gelen bir konuydu. Benim yetisme tarzima ve Ilahiyat tahsilim boyunca Kurandan ögrendiklerime göre Islam, kadina ve erkege göre ayri ayri degil, insana hitap eden bir kitapti. Öyleyse bu kitaptaki bilgiler ve ögütler, bir bütünlük icinde, mesela insan ve Allah, insan ve insanlar, insan ve diger varliklar, insan ve cevre gibi adlar altinda degerlendirilmeliydi. Fakat kadin sorunlari giderek Islama o kadar cok baglandi ki, kendimi pek cok yerde Islam ve kadin konusunda konferanslar verirken bulmaya basladim.
Tarihin izlerine baktigimizda insan kitlelerinin kabiliyetlerini her zaman aklin rehberliginde kullanmadiklarini görüyoruz. Oysa artik peygamberler cagi da bitmis, insanlar kendi cabalari ile basbasa birakilmistir. Gecmis zamanlarin cinsiyet farkliliklarinin, din ve mezhep savaslarinin yerini isbirliginin ve insanlik yolundaki yarislarin almasi gerekiyor. Enerjilerimizi cinsiyet ayrimciliklarindan temizleyip savasa degil barisa yönlendirmek daha pek uzun zaman gerektirebilir. Fakat baslamak önemlidir. Farkli cinsiyetlerin de, Akillarin ve iradelerin de, dinlerin ve mezheplerin cok derinlerden kaynaklanan güclerinin yardimlasmasina ihtiyacimiz vardir. Mutlu olup mutlu etmeyi basaracagimiz günlere erismek üzere yapacagimiz calismalara bu kitabin bir katkisi olsun istedim, kabul edilsin dilerim.
