Egeli, yemesini, icmesini, gülmesini, eglenmesini iyi bilir. Sakadan anlar, saka yapmayi sever. Cogu egelinin Yunus kadar, Mevlana kadar engin bir hosgörüsü vardir. Yeri geldiginde Nasrettin Hoca gibi, kendisiyle de dalga gecmesini iyi bilir. Yerine göre de efedir; ufacik bir kivilcimdan ates alir, öfkesini dizginleyemez, cikar daglara.
Bu kitapta Egeli hemserilerimin hosgörüsüne siginarak, Egeden beni, dostlarimi güldüren anilarimi ve duydugum anonim öyküleri kaleme aldim. Istedim ki bu anilar ve öyküler dost sohbetlerinin disina tassin. Cünkü o sohbetlerde dostlarim bana hep, Bunlari niye yazmiyorsun diyorlardi. Buradan onlara sesleniyorum
Dostlar, iste yazdim. Simdi sira sizin bu kitabi alip okumanizda.