Derin devlet üzerine cok sey söylendi bugüne kadar. Herkes kendine göre bir tarif getirdi. Ancak olaylara bir devlet felsefesi üzerinden yaklasanlar pek olmadi. Atilla Akar, bu kez konuya düsünsel-tarihsel arka plani ile bakmaya calisirken hem de güncel olarak soru-cevap yöntemiyle konuyu tartisiyor.
Yazar, kitapta derin devlet kavraminin tarihi ve bugünü, demokrasinin mahiyeti, Türklerde derin devlet geleneginin kökleri, dünyadaki derin pratikler ve istihbarat servisleri iliskisi, aydinlar, suikastlar, darbeler, derin yapilarin gelecegi üzerine yogunlasiyor. Ayrica yakin tarihimizin en önemli olaylari olan Susurluk, 28 Subat, Danistay baskini, 27 Nisan e-muhtirasi, Hrant Dink cinayeti, Ergenekon operasyonu ve Yeni Bir Derin Devletimiz mi oldu hakkinda görüs ve analizler dile getiriliyor.
Kitabin belki de en önemli bölümü ise yakin dönemin en mühim olaylarinin ele alinmasi oluyor. Bunlar arasinda Muhsin Yazicioglu olayi, Ismail Günesin ölümündeki gariplikler, Bülent Arinca yönelik suikast iddialari, Demokratik Acilim tartismalari, Izmir olaylari, Öcalanin ne yapmak istedigi, Baykal Kasedi komplosu, Taksim Bombacisi, Baskanlik sistemi, MHPye Kaset Darbesi, CHPde Kilicdaroglu ile baslayan degisim süreci, Baskanlik tartismalari, Wikileaks belgeleri, Ortadogudaki halk isyanlari, Bin Ladenin öldürülmesi, Norvecteki Terör eylemi, Basbakana Kastamonu saldirisi, MIT-PKK müzakereleri, 24 sehit olayi ve Kaddafinin linc edilmesi bulunuyor. .
Yani sira aydin olmanin agresif bir sekilde sürekli bagirip cagirmak, karsitlarini hakaretle suclamak degil bir konuda özgün düsünce gelistirmek olduguna inanan yazar, Türkiyede Yasanan Catismanin Arka planinda gercekte ne var, Yeniden 12 Eylül öncesine benzer bir durum mu yasiyoruz, Aydinlar nicin bu kadar sert ayristi, Korku Cumhuriyeti mi yasiyoruz, Post Modern-Mc Carthyizm nedir, Düsünce dünyasinda Vasatizmin egemenligi mi var sorularina entelektüel düzlemde cevap ariyor