Gitarla Nejatin sesi o kadar uyumlu ki ikisi de ayni yerden cikiyor sanirdiniz. Iki ses, birlikte yükselen bir hareketlilik kazandi. Öyle ki dünyanin tüm bülbülleri catiya üsüsüp sarki söylüyor sanisina kapildim. Gözlerim kapali, yatakta, dahasi oda da duramadim. Gözlerimi actigimda perdeleri, günesin öpücükleriyle tutusmus gördüm. Bunca cosku arasinda beni bir hüzün sardi. Bu seslere Hacerin sesi de karisinca hareketsizlestim.
Bir süre daha dinledik, sabahi umutla güzelleyen kus seslerini. Yalin duygularla umuda kalktik. Ben mutfagin kapisinda, Gülay ise odasinin kapisinda balkona ciktik. Gözlerimiz parlament mavisi gökyüzünde, yumusak adimlarla balkonun orta yerine yürüdük. Parmaklarimizi korkuluklara gecirdik, yan yana, henüz uyanmayan tenimizin rüzgarini duyumsayarak umuda bakinmayi sürdürdük. Gökyüzünü konser alanina cevirenleri aradik.