Kahve ne kadar da sicak Bir süre beklemeliyim. Para atarak icecek aliyorsan sonuc matematik gibi bir kesinlik iceriyor. Sicak dügmesine basiyorsan sicak, soguk istiyorsan soguk. Ortasi yok. Gerceklerin de ortasi olmaz, bir sey ya vardir, ya yoktur. Bu yüzden ürpertiyorlar insani; makinalar da, gercekler de. Simdi burada bir garson olsaydi mesela, Ssu kahveyi biraz ilitabilir misiniz derdim. Ama bu dilsize ilittirmak istesem soguk suya basacagim, ayari fazla kacacak, garsonlarin ayarladigi gibi olmayacak. En iyisi kendiliginden ilimasini beklemek. Insan calismayan, sadece makinalarin hizmet ettigi yerler ne kadar yalniz.
Üsüyorum ama eldivenle de fincan tutulmuyor ki, öteki elimdeki kalsin bari. Ciplak elle tuttuguma degdi, fincan sayesinde elim isindi biraz. Nisan yüzügüm olmadan ne kadar da ciliz görünüyor
Türk öykücülügüne yeni bir soluk getirecegine inandigimiz Jülide Emrenin ilk kitabi Hafta Sonu Sevismelerini okurlarimiza gururla sunuyoruz.