Bulundugumuz hücrede hatirlayabildigim ne vardi Görüyordum ki buradakiler cok agir suclular degil. Cünkü ya hic dayak yememisler ya da benim gibi söyle, yüzden acaba diye islatilmislardi. Cünkü gündüz lavaboya gidip gelirken tecrit hücresinde üc yigit gördüm ki halleri perisan, bir metrekarelik bir demir sebeke, üc tarafi beton kafesler icinde inliyorlar. Bunlarla görüsmelere biraz müsamaha da gösteriyorlardi. Acaba kim kimi taniyor diye, herhalde iptida bir gözetleme de yapiyorlardi. Tecritteki üc kisiyi de gayet yakindan taniyordum. Bunlar Muhtar Sezai, Sahin Bilgic, Kadir Akgöllüden baskalari degildi. Birkac günden beri ac olduklarini, hicbir suclarinin bulunmadigini, iskence ile yalan itirafta bulunmayacaklarini ve ölüm pahasina bu tavri sürdüreceklerini söylediler. Gercekten bu insanlar cok serefli bir mücadele vererek günahsizlarin basini yakmadilar ve kendilerine fikren verdigimiz emegin altinda kalmadilar. Allah onlari iki dünyada da mesut ve bahtiyar etsin.