Ister inan, ister inanma. Ayni nehre bir daha girilir. Bir daha yanip tutusulur. Daha önce yasananlar görmezden gelinir, geceler boyu kacan uykular, kurgular, kuruntular... Hicbir ugultu calinmaz kulaga sadece kalbin ritmi. Bu da uzun sürmez, cok fazla soru birikmistir stokta Ne istiyor bu kadin benden Akilli mi, deli mi Seviyor mu, egleniyor mu Sevisecek miyiz Telas yoktur yine de; yanitsiz sorularin bile sevildigi ender anlardan biridir. Bunlarin disindaki bütün sorular cocukcadir -akilmis, inancmis; ortalama olmakmis ya da olmamakmis hepsinin bir yaniti vardir, yoksa da bulunur. Soru bile sayilmazlar. Sonra bu an da gecer. Böyle bir anin yasandigi da unutulur ugultu
Büyük bir aci vardi payimiza düsen, kimisi bunu büyük parcalar halinde cekiyordu, kimisi ufaltip düsük dozlarda aliyordu. Bir farki yoktu, bu aciyi öyle ya da böyle cekmenin. Annesi de ayni acidan mustaripti, ablasi da, kendisi de, abisi de... Su kornaya asilip yolun bir an önce acilmasini isteyen adam da... Acinin miktari degildi, insanin bunu nasil yasadigi, bunun acisini baskalarindan cikarip cikarmadigiydi önemli olan. Insanlar esit diyenler haklardan, özgürlüklerden söz ediyorlardi, en büyük esitlik ayni aciyla kavrulmanin ortakligiydi. Bunu anlatabilmek gerekiyordu insanlara. Hicbir siyasetcinin aklina gelmez miydi bu Gelmezdi, gelemezdi, herkes kendi acisiyla mesguldü. Ya da bu acinin yerine koydugu mesguliyetleri vardi herkesin.
Gün Ortasinda Arzu ile 2008 Sait Faik Hikaye Armaganini kazanan Behcet Celik, Dünyanin Ugultusu adli bu ilk romaninda, huzursuz bir dünyayi resmediyor. Büyük ve kücük krizlerin akrep ile yelkovani arasina sikismis, büyük ve kücük savaslarin insanlarini... Tuhaf zamanlara dair bir halet-i ruhiye romani, bir tür ask hikayesi.