Vaslindan ayri nola kanin dökülse gül gül
Ben gülbün-i firakim bu fasildir baharim
Bu bir bülbülün cigligi degil. Öyle ya bülbül, gülün semtindeki yabanci asigin adi; hakikat asiginin adi. Güle tutku ile baglanan, gülden beslenen ve gülden beslendikce nagmelerine revnak veren hakikat asiginin.
Oysa bu beyitteki hüznün sahibi güle yaklasan, onu uzaktan seven, sirf bu uzaklik sebebiyle onu önlenemez bir tutkuyla tutmak isteyen bülbül gibi genc bir asigin degil, bilakis gülü her daim kavrayan, onun hep yaninda olan, onun sadece acisini degil, solusunu da, yapraklarini döküsünü de izleyen, hatta ona hayat vermisken onu elleriyle gömmek zorunda kalanin cigligi... güle gülden yakin gülbünün... Gülbün-i firakin...
Yani bu ciglik baskalarinin degil, sadece gül dalinin cigligi; gülün dalinin cigligi.